Rahim ağzı kanser öncüsü lezyonları nelerdir? Nasıl oluşurlar?
Rahim ağzı (serviks), rahmin vajinal kanala açıldığı ve adet kanamasının akışının gerçekleştiği bölgedir. Rahim ağzı bölgesi hormonlar, gebelik ve enfeksiyonlar gibi etkenlerle zaman içerisinde çeşitli değişimler gösterir.
Rahim ağzı kanserinin en önemli nedeni, HPV virüsünün yol açtığı enfeksiyondur. Bu virüs çok büyük oranda cinsel yolla bulaşmaktadır. Cinsel ilişki ile rahim ağzına HPV virüsü bulaştığı takdirde, bu virüs rahim ağzı hücrelerinde çeşitli değişimlere neden olabilir.
Hücrelerdeki bu değişimler zamanla daha şiddetli hale gelerek rahim ağzı kanseri oluşumuna kadar ilerleyebilirler. Bu değişimlere servikal intraepitelyal neoplazi (CIN) lezyonları adı verilmektedir. Bu lezyonların erken tespiti mümkündür. Erken tespit ve tedavi edildikleri takdirde kanser oluşumu önlenebilir.
Rahim ağzı kanser öncüsü lezyonları nasıl tespit edilirler?
Rahim ağzındaki kanser öncüsü lezyonlar genellikle çıplak gözle fark edilemeyen durumlardır.
Rahim ağzı kanser taraması (smear veya simir testi) yapıldığında, bu lezyonlardan dökülen hücreler saptanabilir. Şüpheli hücrelerin tespiti halinde jinekologlar veya jine-onkologlar tarafından KOLPOSKOPİ adı verilen bir inceleme yapılmaktadır.
Kolposkopi esnasında rahim ağzından küçük biyopsiler yapılarak kanser öncüsü lezyonların tanısı konulmuş olunur.
Hangi lezyonlar neden tehlikelidir?
Rahim ağzındaki kanser öncüsü lezyonlar, hücresel değişimin şiddetine göre derecelere ayrılırlar. Bunların en az şiddetlisi CIN-1 iken, orta dereceli değişim gösteren lezyon CIN-2 ve en şiddetli lezyon CIN-3 olarak tanı alır.
CIN-1 lezyonları nadiren kansere ilerleyebilir ve çoğunlukla tedavi gerektirmez.
Ancak CIN-2 ve CIN-3 lezyonlarının ilerideki yıllarda kansere dönüşüm riski daha yüksektir (%5-40 arasında). Bu nedenle rahim ağzında CIN-2 veya CIN-3 tespit edildiği takdirde tedavi yapılmasını önermekteyiz.
Rahim ağzı kanser öncüsü lezyonlar nasıl tedavi edilir? Sonrasında tekrarlama ihtimali var mıdır?
Rahim ağzı kanser öncüsü lezyonları genellikle rahim ağzının temizlendiği “konizasyon” veya “LEEP” işlemi ile tedavi edilmektedir.
Konizasyon işlemi genellikle 15 dakika kadar sürmekte, genel veya lokal anestezi ile yapılabilmektedir. Bu işlem esnasında rahim ağzından ince bir dilim veya koni şeklinde bir parça alınmakta ve kanser riski taşıyan bölge temizlenmektedir. Bu bölge, sonrasında iyileşmekte ve normal şekline dönmektedir.
Bu işlem sonrasında yıllar içerisinde nadiren CIN lezyonları tekrar edebilmektedir. Bundan dolayı işlem sonrasında hastalarımızı belli aralıklarla kontrollere çağırmaktayız.
Konizasyon veya LEEP operasyonu yapılan kişilerde gebe kalmak riskli midir? Normal doğum mümkün müdür?
Konizasyon veya LEEP operasyonu sonrasında rahim ağzı iyileşerek normal halini almaktadır. Bazı kişilerde iyileşme esnasında rahim ağzı kanalı tıkanabilmektedir. Bu kişilerde adet kanaması esnasında kanın dışarı akamamasına bağlı sancılar oluşabilmektedir. Bu duruma servikal stenoz adı verilmekte ve küçük bir müdahale ile tedavi edilmektedir.
Rahim ağzında tıkanıklık durumu gebe kalmayı da zorlaştırabilmektedir. Bu durumda gereği halinde aşılama yöntemi ile tedavi gerekebilmektedir. Konizasyon işlemi sonrasında rahim ağzında az miktarda da olsa doku kaybı olduğundan, gebe kalan hastalarımızda erken doğum riski az oranda artmaktadır. Bu nedenle, daha önce konizasyon veya LEEP işlemi yapılan hastalarımızda gebelik takibi esnasında rahim ağzı ölçümleri belli aralıklarla tekrarlanmaktadır.
Hastalarımızın normal doğum yapmalarında herhangi bir tıbbi engel yoktur.
[email protected]+90 533 433 02 82